KUTLU DOĞUM HAFTASI NE ZAMAN?
Peygamber Efendimizin doğum tarihi, hicri takvimde 12 Rebiü’l evvel, miladi takvimde ise 20 Nisan olup, 1989 yılında başlayan Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri bir dönem hicri tarih, bir dönem de miladi takvim esas alınarak gerçekleştirilmiş, Diyanet işleri başkanlığı; 2007 yılında bir genelge ile Kutlu Doğum etkinliklerinin 14-20 Nisan tarihleri arasında yapılmasını ve bu tarihlerin dışında yazılım düzenlenmemesini karar altına almıştır.
Kutlu Doğum Haftası, peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V)'in doğum gününü kutlamak amacıyla her yıl 14-20 Nisan arasında kutlanır.
KUTLU DOĞUM HAFTASI NEDİR?
Kutlu Doğum Haftası, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1989 yılında başlatılan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da desteklenerek Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)'in doğum tarihinin miladi olarak doğum günü olan 20 Nisan'ın içinde geçen haftaya denir.
Mevlid gecesi ise 13.yy'dan beri kutlanmaktadır. Kutlu doğum haftasında Hz. Muhammed (s.a.v) yad edilir ve kendisine salavat okunur. Bu hafta da anma etkinlikleri yapılır.
KUTLU DOĞUM HAFTASI ŞİİRLERİ
ADI GÜZEL, KENDİ GÜZEL MUHAMMED
Canım kurban olsun senin yoluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed,
Şefâat eyle bu kemter kuluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Mü'min olanların çoktur cefâsı,
Ahirette olur zevk-u sefâsı,
On sekiz bin âlemin Mustafâ'sı,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Yedi kat gökleri seyrân eyleyen,
Kûrsûnün üstünde cevlân eyleyen.
Mi'râcda ümmetin Hak’dan dileyen,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Ol çâriyâr anın gökler yâridir,
Anı seven günahlardan beridir,
On sekiz bin âlemin serveridir,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
Aşık Yunus neyler iki cihânı sensiz,
Sen Hak Peygambersin şeksiz, gümânsız
Sana uymayanlar gider imânsız,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.
YUNUS EMRE
KIRK MIZRAB YA MUHAMMED
Şimdi seni ananla,
Anıyor ağlar gibi,
Ey Yetimler Yetimi,
Ey Garibler Garibi,
Düşkünlerin kanadıydın,
Yoksulların sahibi...
Nerde kaldın Ey Rasul,
Nerde kaldın Ey Nebi.
Günler ne günlerdi Ya Muhammed
Çağlar ne çağlardı?
Daha dünyaya gelmeden,
Mü'minlerin vardı.
Ve bir gün ki gaflet,
Ö, çöller kadardı,
Halime'nin kucağında,
Abdullah'ın yetimi,
Amine'nin emaneti ağlardı!
Hatice'nin goncası
Aişe'nin gülüydü,
Ümmetinin göz bebeği,
Göklerin Rasulüydün
Elçi geldin,elçiler gönderdin,
Ruhunu Allah'a
Elini ümmetine verdin
Beçiğin, yurdun yuvan...
Mekke de bunalırsan
Medine'ye göçerdin
Vicdanlar sakat çıkmadan,
Ya Muhammed yarına
İyiliklerle gel, güzelliklerle gel,
Adem oğullarına!
Gel Ey Muhammed bahardır.
Dudaklar ardına saklı, aminlerimiz vardır,
Hac'dan döner gibi gel, Miraç'dan iner gibi gel,
Bekliyoruz yıllardır.
ARİF NİHAT ASYA
BİR GECE
Ondört asır evvel, yine bir böyle geceydi,
Kumdan, ayın ondördü; bir öksüz çıkıverdi!
Lakin, o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler;
Kaç bin senedir, halbuki, bekleşmedelerdi!
Nerden görecekler? Göremezlerdi tabii,
Bir kerre, zuhut ettiği çöl en sapa yerdi;
Bir kerre de, ma'mure-i dünya, o zamanlar,
Buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi.
Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin,
Salgındı, bugün Şark'ı yıkan, tefrika derdi
Derken, büyümüş, kırkına gelmişti ki öksüz,
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!
Bir nefhada insanlığı kurtardı o ma'sum,
Bır hamlede kayserleri, kisraları serdi!
Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi;
Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi, geberdi!
Alemlere, rahmetti, evet şer'-i mübini,
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi.
Dünya neye sahipse, onun vergisidir hep;
Medyun ona cemiyetti, medyun ona ferdi.
Medyundur o mas'uma bütün bir beşeriyyet...
Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret.
MEHMET AKİF ERSOY
